Bahsin yasal olarak oynandığı Kuzey Kıbrıs’ta son günlerde kaçak bahis sitelerinin sayısının arttığı gözlemleniyor. Yasal olarak 5 bahis şirketinin ve 48 bet ofisin hizmet verdiği Kuzey Kıbrıs’ta bu sitelerden €1M imtiyaz ve milyonlarca vergi alınıyor.
Kuzey Kıbrıs sitelerinin internet üzerinden bahis oynatmaya başlamasından sonra aynı hızda kaçak bahis siteleri de arttı. Spor Dairesine yapılan ihbarlar sonucunda ülkede izinsiz bir şekilde faaliyetlerini devam ettiren 25 kumar ve kaçak bahis sitesi tespit edildi. İhbarlar sonucunda da gerekli yasal işlemler başlatıldı. BahisMedya’nın haberine göre Spor Dairesi Müdürü Hüseyin Cahitoğlu, konu ile ilgili gerekli çalışmaların yapıldığını açıkladı.
Yasal 48 Bet Ofisi, 5 Şirket Var
Spor Dairesinden paylaşılan bilgilere göre ülkede yasal olarak faaliyet göstermesine izin verilen 5 bahis şirketi var. Bu verilerde toplam 58 bet ofisinin faaliyet izni bulunduğu ama bunların 48’inin aktif olarak hizmet verdiği paylaşıldı.
Şirketler üzerinden Kuzey Kıbrıs milyonlarca gelir elde ediyor. Bu şirketler işleteceği her 10 bet ofisi için devlete €1M imtiyaz ödüyor. 10’un üzerinde bet ofisi açmak için ise ekstra bir ücret ödemek zorunda kalıyorlar. 10 ila 15 arasında bet ofisi açmak isteyen bir şirket, ekstra €125.000 ödemek durumunda kalıyor. 15’in üzerinde bet ofis açacak olanlar ise ekstra €150.000 ödüyorlar. Bütün bu işlemlerin yanında ciddi miktarlarda vergi de ödeniyor. Bu da Kuzey Kıbrıs ekonomisine büyük katkı sağlıyor.
Kuzey Kıbrıs’ta yasal olarak hizmet veren 5 şirketin bahis siteleri de bulunuyor. Online bahis için ise €150.000 işletme imtiyazı ödeniyor.
Kaçak Şirket Sayısı 25
Bahis sitelerinin internet üzerinden yayın yapmaya başlamasının ardından izinsiz bir şekilde faaliyetlerini sürdüren bahis siteleri de hızla yayıldı. Spor Dairesine gelen ihbarlar neticesinde 25 kaçak bahis sitesi tespit edildi. Bu ihbarlar üzerine yasal işlem başlatıldı. Tahminler ise kaçak bahis sitesi sayısının 25’in üzerinde olduğu yönünde. Bu kaçak bahis sitelerinin sayısının artmasının önüne geçilecek mi? Yoksa durum Türkiye’deki gibi kontrol edilemez bir hal mi alacak? Bu sorular önümüzdeki yıllarda cevap bulacak.
